Sitomegalovirüs
Sitomegalovirüs (Cytomegalovirus, CMV), herpes virüsleri Herpesviridae familyasının Betaherpesvirinae alt familyasına dahil olan bir virüs cinsidir. İnsanlarda enfeksiyon etkeni olan CMV türü insan herpes virüsü 5 (Human herpesvirus 5, HHV-5) olarak bilinse de bu tür için de “sitomegalovirus” adı daha sık kullanılır.
Sitomegalovirüs (Cytomegalovirus, CMV), herpes virüsleri Herpesviridae familyasının Betaherpesvirinae alt familyasına dahil olan bir virüs cinsidir. İnsanlarda enfeksiyon etkeni olan CMV türü insan herpes virüsü 5 (Human herpesvirus 5, HHV-5) olarak bilinse de bu tür için de “sitomegalovirus” adı daha sık kullanılır.
Sitomegalovirüs enfeksiyonu nedir?
Sitomegalovirüs enfeksiyonu, anı adı ile anılan bir virüsün yol açtığı bir enfeksiyondur. Oldukça yaygındır ve en sık görülen yenidoğan enfeksiyonlarından biridir. Yeterli tanı yöntemleri kullanıldığında yaklaşık %1’inde bu virüs saptanabilmektedir.
Nasıl bulaşır?
CMV insanlara ortak havanın solunmasıyla diğer insanlardan bulaşabileceği gibi tükürük, idrar, dışkı, anne sütü, vajinal salgı, sperma-meni gibi vücut salgılarına temasla da bulaşabilmektedir. Diğer bulaşma yolları kan naklidir. Klinik açıdan önemli olan bir diğer bulaşma yolu da gebelik esnasında anne karnındaki bebeğe – fetusa bulaşmadır.
Enfeksiyon sıklıkla çocukluk çağında geçirilir ve enfeksiyonu henüz geçirmemiş olan erişkinlere de virüs kreş ya da okul gibi toplu yerlerde virüsü alan çocuklarından geçer. Bulaşma yollarının yaygınlığı nedeniyle toplumda en az %50’lik bir kesim daha önceden bu enfeksiyonu geçirmiş olur. Bu oran sosyoekonomik seviyesi düşük kesimde %80’e kadar çıkabilir.
Belirtileri nelerdir?
Genellikle belirtisiz seyreder. Olguların %15’inde ateş, boğaz ağrısı, lenfadenopati (lenf bezlerinin şişmesi), eklem ağrıları gibi özgün olmayan belirti ve bulgular gözlenir.
Özellikle bağışıklık sistemi çeşitli nedenlerle baskılanmış kişilerde (AIDS hastaları, organ nakli nedeniyle bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaç kullanmak zorunda olanlar gibi) enfeksiyonlar daha sık görülür ve ciddi belirtiler verir.
Gebelikte geçirilen enfeksiyonun önemi nedir?
Gebelikte geçirilen enfeksiyon plasenta yoluyla bebeğe geçebilir. Bebeğe geçen enfeksiyon ise intrauterin gelişme geriliği, mikrosefali, beyindokusunda kireçlenme alanları, koryoretinit göz bulguları, zeka geriliği, motor gelişim geriliği-geç yürüme, işitme kaybı, karaciğer ve dalakta büyüme, sarılık, kansızlık gibi belirti ve bulgulara neden olabilir.
Virüs enfeksiyonu etkisiyle oluşan bu durumların bir kısmı hemen doğum sonrasında barizken (sarılık, başın ufak olması, doğum tartısının düşük olması gibi), bazıları bebek büyüdükçe ortaya çıkabilir (sağırlık, geç yürüme, zeka geriliği gibi).
Gebe kalmadan önce anne adaylarının büyük kısmı bu enfeksiyonu geçirmiştir. Daha önceden hiçbir şekilde bu enfeksiyonu geçirmemiş olanların %1-4’lük kısmında gebelik esnasında meydana gelir. Bu durumda vücutta hiç bağışıklık olmadığından enfeksiyonun bebeğe bulaşma riski yüksektir. Ancak bebeğe bulaştığında bu mutlaka anormal bir duruma yol açacak anlamına gelmez. Bu anne adaylarının yaklaşık %90’lık kısmının bebeği doğumda normal bulunur. Bu normal bebeklerin az bir kısmında ileride bir zamanda enfeksiyon etkileri ortaya çıkabilir.
Doğumda enfeksiyon belirtileri gözlenen %10’luk bebekte ise enfeksiyona bağlı ciddi araz, sekel oluşma olasılığı yüksektir.
Nasıl tanı konur?
Kanda sitomegalovirüse özgü IgG antikorunda iki ayrı ölçümde dört kat artış, ya da alınan tek numunede IgM antikoru saptanması enfeksiyon tanısı koydurur. Daha önceden IgG’si belirlenmiş olanlarda tek başına IgG yükselmesi (IgM yükselmemelidir) tekrarlayan enfeksiyon tanısı koydurur. Ancak CMV diğer virüslerle çapraz reaksiyon verebildiğinden hatalı sonuçlar da nispeten sıktır.
Bazı durumlarda da erken gelişme geriliği, mikrosefali ve/veya beyin dokusunda kalsifikasyonlar saptanmasıyla bu enfeksiyondan şüphelenilir.
Gebelikte fetüs için tanı mümkün mü?
Gebelikte ve özellikle gebeliğin ilk aylarında geçirilen sitomegalovirüs enfeksiyonunda, anne karnında bebeği geçme olasılığı %25-30 olmasına karşın, şayet bebeğe geçerse bebekte ciddi hasar yapma olasılığı %75-80 civarındadır. Dolayısı ile gebelik ilk aylarında sitomegalovirüs geçirdiği kesinlik kazanan olgularda, gebeliğini devam ettirilmemesi bir seçenektir.
Eğer gebelik haftası 15-22 haftalarda ise amniosentez ile sitomegalovirüs virüsünün antijeni amnios sıvısında aranabilir. Eğer sonuç negatif ise gebelik devam ettirilebilir. Ancak amniosentez tarihinden sonra anneden bebeğe geçme olasılığı mevcut olduğu için 22.-23.gebelik haftasında bebek göbek kordonundan kan alınarak hem IgM hem de virüs antijeni bakılabilir. Eğer saptandı ise gebeliğin sonlanması bir seçenek olmalıdır, anneyi bu virüse karşı tedavi edici ilaç mevcut olmasına ve anneye kullandırılmasına karşın fetüsü mutlak koruyacağını söylemek her zaman olası olmaz..